Adını kalem olarak adlandırılan fırçalardan alan kalemişi aslen mimari tezyinattır. Kalemişini ahşap üzeri kalemişi, tuval üzeri kalemişi, mermer üzeri kalemişi, sıva üzeri kalemişi olarak bölümlemek mümkün. Ahşap üzeri kalemişi sanatının coğrafyamızda en yaygın örneği ise Edirnekâri’dir.
Edirne’nin payitaht olması kadar bir uç şehir olması da etkiler bırakmış adını verdiği bu sanat üzerinde. Sarayın zenginliği üretken ve büyük atölyeler kurulmasını sağlamış. Balkanlar ve Rusya coğrafyasının ahşap boyama sanatlarıyla içli dışlı olmak, Avrupa’nın Barok ve Rokoko akımlarını en erken deneyimlemek sanatı geliştirmiş. Öte yandan, Edrine’nin işgallerle tahrip olması sanatın önemli örneklerinin de yok olmasına neden olmuş. Aynı zorluklar atölyelerin dağılmasına ve ustaların İstanbul’a ve Anadolu’nun içlerine yayılmasına gerekçe olmuş. Böylelikle Edirnekâri Edirne’ye özgü bir iş olmaktan çıkarak Osmanlı coğrafyasına değişip dönüşerek yayılmış.
Halis Edirnekâri’nin ayırt edici özelliği motifleridir. Ahşap üzerine çeşitli çiçek kompozisyonları taşırlar. Bunların en yaygın olanları tek dal üzerinde çiçek dizisi, kurdeleyle bağlanmış buket, vazo içinde buket, vazo içinde tek çiçek olarak sayılabilir. Resmedilen çiçekler Osmanlı sanatının baştacı lale ve karanfiller olduğu kadar daha alçak gönüllü kır çiçekleri, menekşe, papatya, gelincik ve mineler de olabilir. Sümbül ve leylaklar da Edirne bahçelerini ve Edirnekâri panelleri süslemiştir.
Edirnekâri mimari dekorasyonun parçası olarak tavanlarda, çerçevelerde, tırabzan ayakları gibi iç ve dış mimari unsurlar üzerinde görülebilir. Dolap ve yüklük kapaklarında, envaiçeşit sandıklarda, hatta at arabalarının aksamlarında bu işe rastlanır. Kavukluklar, rahleler, sini ve sofra altlıkları rengarenk çiçeklerle donanır. Oyma eserlerin renklendirilmesi ve Edirnekâri boyama tekniklerinin varak ile birlikte kullanılması sanatın İstanbul’a ve Anadolu’ya uzanan serüveninin bir parçasıdır.
Suat Yazıcı’nın ahşap üzerine oyulmuş Edirnekâri çiçek buketi kompozisyonları da özgün bir teknikle zeminin ahşap dokusu hissedilecek şekilde pentür ustası Fikri Kaya (@patinacifikriusta) tarafından renklendirilmiştir.
Kaya kendi tekniğini şu sözlerle özetler:
“Edirnekâri için kullanılan boyalar topraktan veya maden oksitlerinden elde edilir. Bazıları suda bazıları alkolde eritilen anilin boyalarla karışımlar hazırlanır. Edirnekâri bezemelerde kullanılan toprak boyaların ana renkleri kırmızı, yeşil ve laciverttir. Bunların karışımıyla istenilen tonlar elde edilir. Renkler hazırlandıktan sonra çalışma açık renkten koyu renge doğru çalışılır. Renk geçişleri takip edilerek tonlar yakınlaştırılır. Kullanılan ahşabın sertliğine göre değişmekle birlikte, boya katları arasında en az yarım saat çoklukla daha fazla beklemek gereklidir. Bu usulle yapılan farklı doku çalışmaları sonunda hedeflenen hayale ulaşılır. Bu uygulamaların detaylarında, ağaç cinsine göre farklılıklar olabilir.”